Türkiye’de SGK emeklilerinin maaşları 2000’den bu yana asgari ücret, açlık sınırı ve yoksulluk sınırına göre çok ciddi kötüleşmeler gösteriyor. Çalışanların maaşlarının seyri de maalesef bundan daha iyi değil. Bu konuda kapsamlı ve ciddi değişiklikler yapılmadan, ne çalışanlar ne de emekliler maddi bir rahatlama yaşayabilecekler.
Aşağıda emekli maaşlarıyla ilgili olarak hazırladığım dört grafiği göreceksiniz. Bu grafikler aslında emekli maaşlarına (SGK 4a, 4b, 4c) niçin acilen ve “gerektiğince” yüksek zamlar yapılması gerektiğini çok açık biçimde gösteriyor. Emeklilerin maaşlarına acilen ciddi zamlar yapılmalı, çünkü:
(1) Emeklilerin büyük bir bölümünün maaşları (nominal net) asgari ücretin altında. Üstünde olanların maaşları ise 2000’den bu yana hızla asgari ücret düzeyine doğru azalmakta.
(2) Emeklilerin büyük bir bölümünün maaşları Türk-İş’in (dört kişilik bir aile için) hesapladığı açlık sınırının altında. Üstünde olanların maaşları ise 2000’den bu yana ya açlık sınırına doğru azalmakta ya da hâlâ 2000 düzeyinin altında.
(3) Emeklilerin neredeyse tamamının maaşları Türk-İş’in (dört kişilik bir aile için) hesapladığı yoksulluk sınırının yarısının (yüzde ellisinin) bile tümüyle altında.
Bu koşullarda, 24 yılı aşkın süredir durumları giderek kötüleşmekte olan emeklilerin durumunu bir veya iki seferde, olması gerektiği kadar yükseklikte bir veya iki zamla (örneğin Temmuz 2024’te ve/veya Ocak 2025’te) iyileştirebilmek elbette mümkün değil. Hele 2018 sonrasında başlayan ve hâlâ sürmekte olan yüksek enflasyon hem çalışanların hem de emeklilerin gelirlerinde çok ciddi aşınmalar/kayıplar yaratıyor ve onların reel maaşlarının 24 yıldır büyük ölçüde “yerinde saymasına” sebep oluyorken:
Ancak, yine de, bir an önce, emekliklerin maaşlarında mümkün olan en kısa sürede onların durumlarını düzeltecek bir plan hazırlanıp bu müdahale takvimi kamuoyuna inandırıcı bir açıklama ile tanıtılarak hayata geçirilmek zorunda. İşçi ve memur emeklilerinin maaşlarındaki artışların ölçüsü ise, örneğin, onların emekli maaşlarını mümkün olan en kısa sürede en azından yoksulluk sınırının üstüne çıkartmak olmalı.
Ama eğer Temmuz 2024’te (veya daha sonra yıl sonuna dek) Türkiye’de emekli maaşlarına (ve asgari ücrete) hiç zam yapılmazsa, emekliler (ve asgari ücretle çalışanlar) önümüzdeki altı ayda (Temmuz-Aralık 2024) tahminen ne kadar reel gelir kaybına uğrayabilirler?
Önce emeklilerin maaşlarındaki reel erimeye bakalım. Emekli maaşlarına Temmuz-Aralık 2024’te hiç zam yapılmayıp TCMB’nin %38’lik 2024 (yıl sonu) enflasyon tahmini tutarsa, her bir emekli maaşı grubundakilerin uğrayacağı reel kayıplar tahminen, aşağıdaki grafikteki kesikli çizgilerle gösterilen düşüşler kadar olacaktır:
Temmuz-Aralık 2024 döneminde oluşacak bu reel gelir kaybı, emeklilerin Temmuz 2022 – Ocak 2024 döneminde elde ettikleri reel gelir artışını tümüyle silip eritecek boyutlarda olacaktır.
Asgari ücret güncellemesine gelince. 2024’ün son altı ayında asgari ücrete hiç zam yapılmayıp TCMB’nin %38’lik 2024 (yıl sonu) enflasyon tahmini tutarsa, asgari ücretle çalışanların 2024’ün son altı ayında uğrayacağı reel gelir kaybı tahminen, aşağıdaki grafikteki kırmızı çizgiyle gösterilen düşüş kadar olacaktır:
Bu ciddi gelir kaybı da, asgari ücretle çalışanların reel gelirlerini Nisan 2023’teki düzeye kadar geriletecektir.
Son olarak, belirtmek gerekir ki, 2024 yılı sonunda gerçekleşecek enflasyon TCMB’nin %38’lik yıl sonu enflasyon tahmininden daha yüksek olduğu ölçüde, emeklilerin ve asgari ücretle çalışanların uğrayacakları reel gelir kayıpları da maalesef o ölçüde yüksek olacak demektir.
Temmuz 2024’te (memur ve) emekli maaşlarına (ve asgari ücrete) ne kadar zam yapılacağı, Temmuz ayının ilk haftasında belli olacak. Bu konudaki güncel haberleri şuradan okuyabilirsiniz:
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın Açıklaması“
“Emekli maaş zammı Temmuz 2024: Refah payı açıklaması! Memur ve emekli maaş zammı yüzde kaç olacak?“
Temmuz 2024’te yapılacak zamlar geçmişteki (Aralık 2023 – Haziran 2024) enflasyon nedeniyle fiilen gerçekleşmiş olan gelir kayıplarının telafisine yönelik olacağı, 31 Aralık 2024’e geldiğimizde ise Temmuz’da yapılan zamlara rağmen fiilen gerçekleşen enflasyon Temmuz’daki zamları çok büyük ihtimalle aşacağı için, Türkiye’deki maaşlı veya ücretli çalışan/emekli kesim 1 Ocak 2025 itibariyle aslında önümüzdeki altı aylık süre boyunca net olarak yeniden reel gelir kaybına uğramış olacak. Ülke ekonomisindeki enflasyonun sorumlusu olmayan bu kesimlerin sürekli olarak reel anlamda kayba uğramakta oldukları ve kayıplarının da hep gecikmeli ve yetersiz düzeyde telafi edildiği mevcut maaş/ücret sistemi er geç yeniden düzenlenip artık Türkiye’de daha adil bir maaş ve ücret güncelleme mekanizması oluşturulmak zorunda.
Yukarıdaki değerlendirmenin daha genişini okumak için şu iki bağlantının birinden “Türkiye’de Asgari Ücret Uygulaması, Emekli ve Akademisyen Maaşları ve Ülke Genelinde ‘Çoklu Asgari Aylık Sistemi’ne Geçiş Gereksinimi” başlıklı çalışmamı indirebilirsiniz: ResarchGate veya TEPAV.
Konuyla İlgili Ek Okuma Kaynakları:
* TCMB (2021): “Türkiye’de Ücret Dağılımı ve Ücretlerin Enflasyona Etkisi“
* TCMB (2023): “Asgari Ücret Artışının Enflasyona Etkisi Üzerine Bir Değerlendirme”
* Hakan Kara (2023): “Asgari Ücret Artışının Enflasyona Muhtemel Etkisi”
Son Güncelleme: 27.06.2024 (12:35)