Türkiye’de her ayın ilk günlerinde TÜİK ve İTO gibi kurumlar tarafından aylık fiyat artış oranları açıklandığında, tüketiciler açısından özellikle gıda, sağlık harcamaları ve ulaştırma gibi alanlardaki fiyat artışları büyük ilgiyle incelenip değerlendiriliyor. Bugün de yine her ayın 3’ünde olduğu gibi önemli bir veri açıklama günü. Aralık 2024’te 1 Ocak 2025’ten geçerli olmak üzere saptanan yeni asgari ücretin gereken ölçüde artırılmadığına ilişkin iddialar, bugün TÜİK tarafından açıklanan Ocak 2025 fiyat endeksi verilerine göre, bir kez daha haklı çıkmış gözüküyor. Enflasyon oranları son aylarda genelde azalış gösterse de, fiyat düzeylerinin hâlâ artmaya devam ettiği mevcut ortamda, asgari ücrete 2025 yılı içinde tekrar zam yapılmaması artık pek de mümkün gözükmüyor:
Şekil 1

Yukarıdaki Şekil 1’e göre, TÜİK’in Ocak 2025 için hesapladığı sağlıkla ilgili “ayakta tedavi hizmetleri”ndeki fiyat artışı fazlasıyla dikkat çekici. Bu nedenle, 2014 yılından bu yana TÜİK’in sağlık (harcamaları) ile ilgili diğer fiyat endekslerinin gelişimini de incelemek yararlı olacaktır. Aşağıdaki şekilde, TÜİK’in verileriyle birlikte İTO’nun sağlık ve kişisel bakım harcamaları enflasyonuna da yer veriyorum:
Şekil 2

Aşağıdaki şekilde ise, beş farklı kurumun ulaşabildiğim fiyat artış verileri itibariyle 2014-2025 dönemi için dünyadaki ve Türkiye’deki genel ve sağlık enflasyonu istatistiklerini görmektesiniz:
Şekil 3

(AON, TÜİK, İTO, TTB ve Econix)
Şekil 3’e göre, dünya ölçeğindeki genel fiyat artışlarına göre AON‘un hesapladığı “medikal enflasyon” daha yüksekten seyretmekte. Medikal enflasyon, bilindiği üzere, özellikle sağlık sigortası poliçelerinin güncellenmesi sırasında her yılın Ocak ayında gündeme gelen bir fiyat artışı türü. Türkiye’de medikal enflasyonu TTB hesaplayıp ilan ediyor. Ancak, yukarıdaki grafikteki eksik verilerden de anlaşılacağı üzere TTB’nin medikal enflasyon verilerine bir tarihî zaman serisi olarak ulaşabilmek pek de kolay değil.
Aşağıdaki Şekil 4’te, AON’un küresel ölçekteki ve Türkiye için yaptığı medikal enflasyon tahminlerini, dünya genelindeki ve Türkiye’deki genel enflasyon oranları ile karşılaştırmalı olarak görmektesiniz:
Şekil 4

Özellikle son iki şekildeki verilerin gündeme getirdiği bazı önemli sorunları ileride daha ayrıntılı biçimde analiz edip değerlendirebilecek vakti bulacağımı ümit ediyorum. Şimdilik bütün bu verileri konuya basit bir giriş yapabilmek amacıyla paylaşmış olayım. Belki yukarıdaki şekiller, konuya ilgi duyabilecek başka araştırmacılar için de küçük ve ilginç bir ipucu oluşturabilir.